11 Nisan 2009

Kocaelispor: 1 BEŞİKTAŞ:3


Henüz 2. dakikada yenilen golle birlikte ilk yarıda kötü bir oyun sergileyen BEŞiKTAŞ ikinci yarıya iki değişiklikle başladı. Erkan'ı çıkarıp sağ çizgiye Holosko'yu, Cisse'yi çıkarıp orta alana Uğur'u aldı Mustafa Denizli. Daha etkili bir Beşiktaş vardı sahada. Golü arzuluyordu fakat Azeri oyuncu Sadıgov liderliğindeki Kocaeli savunması geçit vermiyordu buna. Ta ki 74. dakikadaki penaltıya kadar. Penaltı vuruşunu Zapotocny gole çevirdi. Bu dakikadan sonra Beşiktaş galibiyet golü için yüklendi. 85. dakikada Bobo ve 89. dakikada Yusuf'un golleri geldi baskılı oyun sonrasında. Ve maç 1-3 sona erdi.
Dikkat ettiğim bir şey vardı maçta; çok önemli bir şey. Şampiyonluk ışığı bu maçta kulübede görüldü. Sahada değil kulübede. Penaltı esnasında, gollerden sonra ve maç sonrası öyle bir kenetlenme durumu vardı ki kulübede 'işte budur' dedirtti. Maç sonrası Gökhan'ın Zapo'yu sırtında taşıyarak soyunma odasına götürmesi de ikisinin küs olduğunu yazıp çizenlere kapak niteliğindeydi. Kapak olsun yandaş medya :)

Maçın adamları : Yusuf Şimşek , Fabian Ernst

08 Nisan 2009

Bir Dörtlük

Bir sonbahar günü başlayan yalnızlık yağmuru
Her şey ıslak, benim üzerime hasretin yağıyor
Güneşi unutan uzun bir kış gecesi unuttum umudu
Karanlık şimdi aşkın gözyaşlarını saklıyor...

05 Nisan 2009

YORUMSUZ


Sevdalı Karınca

Karınca aşık olmuş. Dağların ardındaki sevdiğine kavuşabilmek için yollara düşmüş. Etraftan ''Yahu sen küçücük bir karıncasın. Boyun ne bosun ne bunlarca yolu aşıp da sevdiğine kavuşamayacağını bile bile nereye gidiyosun'' demişler. Sevdalı karınca da: Hiç bana karışmayın. Kavuşamasam da yolunda ölürüm ya !!!

Yahya Kemal'den...

Bir Ankara ziyareti sırasında sormuşlar kendisine: Ankara'nın en çok neyini,neresini seviyorsunuz ? Beyatlı cevaplamış: İstanbul'a dönüşünü...

04 Nisan 2009

Napolyon diyor ki:


Eğer Dünya tek bir devlet olsaydı başkenti İSTANBUL olurdu...

Muhteşem Süleyman

Fransız gezgini seyahatnamesinde İstanbul için ayırdığı kısımda Kanuni'den de bahsediyor ve hakkında şu cümleleri sarfediyor:
Halk İstanbul'da padişah emriyle ziyafet çekerken Süleyman sarayında haşlanmış patates ile yoğurt yiyordu...

Gol Budur

Golü atan oyuncu Zicu. Bir zamanlar Hagi'nin veliahtı olarak gösteriliyordu; yalan oldu...
VİDEO

bitiyorum her nefeste...

03 Nisan 2009

Çanlar Kimin İçin Çalıyor


Hepimiz için...
Hıristiyanlarda kişi ölünce birkaç kilisede çan çalınır, kişinin adı duyurulur. Bizim 'sela'mız işte.
Neyse.. Orta Çağ Avrupasında kilisenin birinde peder halktan kalabalık bir topluluğa sohbet vermektedir. Bu sırada dışarıdan çan sesleri işitilir. Merak eder cemaat ve sorar pedere: ''Çanlar Kimin İçin Çalıyor ? ''. Peder cevap verir: Hepimiz İçin !!
Ernest Hemingway asırlar sonra bu vaazdan esinlenerek eserini oluşturur. Adı '' Çanlar Kimin İçin Çalıyor '' . Tavsiye edilir...

02 Nisan 2009

Çılgın Yanımız:1 Yılgın Yanımız:2

Hakkı Yalçın'ın bugün köşesindeki yazısının başlığıydı. Beğendim, (ç)aldım. Dün Avrupa şampiyonu karşısında iyi bir oyun sergiledik, golümüzü de attık fakat skoru koruyamadık. Maç öncesinde İspanya'nın hiç geriye düşmediği, Türkiye'nin hiç öne geçmediği yazılıp çiziliyordu yazılı basında.
Milli takımımız kadrosunu değiştirmeden çıktı maça. İspanya da sadece iki değişiklik yaptı kadroda. Defansta Marchena orta alanda Silva ile başladı Aragones((edit: Bosque)). İlk yarı iyi başladık fakat son 15 dakika yorgunluk belirtileri başladı takımımızda; kayıpsız atlattık yarıyı. İkinci yarıya İ spanya etkili başladı 63te Volkan hatalı çıkış yaptı köşe vuruşunda, arka direğe gelen topta Torres'in vuruşunda elle oynadı İbrahim ve hakem penaltı noktasını gösterdi. Xabi Alonso'yla 1-0 geriye düştük. Son 25 dakika oyun rölantideydi Torres'in yerine oyuna giren bizim okçu gelen uzun topu kovaladı ve asistini yaptı. 90+2 Riera gerideyiz : 1-2